x
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • Yorumlar (0)
  • Tavsiye Et
  • Resimler
  • Beni Ara
  • Delaili Hayrat Şerhi - Kara Davud

    Kara Davut

    Çelik Yayın Evi

    Yayın Tarihi: 01 ocak 2015
    Baskı Sayısı: 1. Baskı
    Dil:TÜRKÇE
    Sayfa Sayısı: 1100
    Cilt Tipi: sert Kapak
    Kağıt Cinsi: İthal Kağıt
    Boyut: 17 x 24cm

    Delaili Hayrat Şerhi - Kara Davud Gerçekten Allah Teâla ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey mü’minler siz de O’na salât-u selam edin ve can-u gönülden teslim olun (Ahzab 56). • Kim bana bir salât-u selam getirirse AllâhTeâla ona on misli rahmet eder. Her kim de bana 100 selât-u selam getirirse Allah Teâla onun alnına nifaktan ve cehennemden beraat yazar ve onu kıyamet günü şehitlerle beraber kılar (Taberâni). • Her nerede olursanız olun, bana salât-u selam okuyun. Muhakkak sizin salât-u selamınız bana ulaşır. (Taberâni). • Gerçekten yapılan dua, sema ile arz arasında asılı mahpus kalır. Ondan hiç bir şey Allâh’a yükselmez. Tâ ki nebiniz Hz. Muhammed’e salât-u selam getirinceye kadar (Taberâni). • Yanında ismim zikredilip bana salât-u selam getirmeyen kimse cimrilerin en cimrisidir (Tirmizi, Nesei, Hakim).

    ÖNSÖZ

    Sizlere sunduğumuz bu büyük eser, içinde salâvat-ı şerifelerin top-landığı DEL ve Acirc;İL-İ HAYRAT ŞERHİ'dir.

    Bu şerhi yapan zât, KARA DAVUD İZMİTÎ’dir.

    DEL ve Acirc;İL-İ HAYRAT için yapılan başka şerhler varsa da, en muteberi ve itimada şayan olanı budur. Galiba, diğerlerinin pek çoğu matbu değildir.

    Şerh eden zât, bu eserine şu ismi vermiştir: MUVAFFIK’ÜL-HAYRAT Lİ NEYL’İL-BEREK ve Acirc;T Fİ HİZMETİ MENBAİS-SAADAT..1

    Görüldüğü gibi, bu isim uzundur; ezberlenmesi ve söylenmesi güçtür. Herhalde bundan olacak ki, ilim ehli ve halk arasında bu eser, şerh eden zâtın adı ile anılmış ve KARA DAVUD ismi ile meşhur olmuştur.

    Bundan ötürü, esere biz de aynı ismi verdik.

    * * *

    Müellif merhum hakkında, şerh eden zât, eserin başında bilgi vermiş-tir. Hem de, fıkralarla süslü tatlı hikâyeleri ile, menkıbeleri ile..

    Burada, özet olarak, şerhi yapan bu zât hakkında, derlediğimiz bil-gileri sunalım.

    Esas adının Muhammed olduğu söylenir. Ancak, halk arasında meş-hur olan sevimli adı: KARA DAVUD olarak kalmıştır.

    İzmit’te doğduğu için, kendisine: İzmitî lakabı verilmiştir.

    Osmanlı İmparatorluğunun fütuhat devri olan Kanunî zamanında ya-şamıştır. Mevlâna Lütfî ve Müeyyedzade başta olmak üzere, nice fazıl, kâ-mil zâtlardan ilim irfan tahsil etmiştir. Böylece, kendisi de, o devrin fa-zıl, kâmil zâtları arasında yer almıştır.

    [1] Bu isim, Türkçe’de şu anlama gelir: SA ve Acirc;DET MENBAI RESÛLÜLLAH’A (S.A.V.) HİZMET EDEREK BEREKETLERE NAİL OLMAK YOLUNDA BAŞARIYA ULAŞTIRAN KİTAP.

    yılında vefât ettiği tesbit edilmiştir.

    Hazretin bu vefât tarihi için, (Arap harfleri ile Türkçe Ebced hesa-bına göre) şöyle bir mısra ile tarih düşürülmüştür:

    MESKENİN PÜRNUR EDE DAVUD EFENDİNİN VEDUD

    Bu zât, Bursa'da vefât etmiştir.

    Yıldırım semtinde yaptırdığı camide medfundur.

    İlmine irfanına yakışır biçimde eserler vermiştir ki; başlıca eserleri şunlardır:

    1. Şerh-i Delâil-i Hayrat. (Bu eser.)
    2. Şerh-i Kaside-i Nûniye.
    3. Haşiye-i Alet-tasavvurat.
    4. Haşiye-i Alet-tasdikat.
    5. Haşiye-i Şerh-i Metali’.
    6. Haşiye-i Alâ Şerh-i Şemsiye.
    7. Telhis-i Takrir-i Kavanin.
    8. Haşiye-i Alet-tehzib.

    Daha başka eserleri vardır. Bir de, akaid ve kelâm üzerine MALUMAT isminde bir mecmuası vardır ki, bunun bir nüshası Manastır kütüphane-sinde mevcuttur.

    Bunlardan başka, Bursa evkaf ve sicillatını kemâl-i dikkatle zabt ve tahrir eylemiştir.1

    * * *

    Sizlere sunduğumuz bu eserde, sadece salâvat-ı şerifelerin ve duâla- rın mânâları, şerhi ile yetinilmemiştir. İçerisine bir tarih hâzinesi sığdı- rılmıştır.

    İslâm tarihi, dünya tarihi, insanlık tarihi..

    * * *

    Eserin üstünlüğünü, faydalarını böyle bir iki satırla, birkaç sayfayla anlatmamız mümkün değildir. Bunu, okuyunca anlayacak ve çok çok is-tifade edeceksiniz.

    [1] Osmanlı Müellifleri, Ulema Faslı. 399. sayfa. (Arap harfleri ile yazılan nüshasından alınmıştır.)

    kilde sizlere sunmaya çalıştık. Şöyle ki:

    İ. Eserin dilini sadeleştirdik; imkân nisbetinde tekrardan ve zihni dağıtacak üsluptan ayırdık.

    1. Esas metni bozmadık. Sayfalar halinde klişesini yeri geldikçe, koyduk.
    2. Bu metin klişenin hemen sağına, Arapça okunuşunu yeni harf-lerle aldık.
    3. Aynı sayfanın alt kısmına da, bu metnin artıksız eksiksiz, azamî ölçülerle metne sadık kalarak tercümesini aldık. Bu metin ter-cümenin şerhli mânâları, eserin diğer kısımlarındadır. Bakıldığı zaman, kolay görülmesi için, bu metinleri siyah yazılarla yaptık. Geniş mânâsını arzu edenler, oraya bakabilirler.
    4. Eserin içindeki mevzuların umumî olarak fihristi yapılmıştır. Bu-nun dışında; kelime, mevzu fihristi tek tek yapılmıştır.
    5. Eserde âyet-i kerîmelerin, sûre numaraları ile âyet numaraları yazılmıştır. Gerektiği zaman, yerinde açılıp okunabilir.

    * * *

    Bu yapılanları, bu büyük eserden azamî istifadeler sağlamanızı te-min için yapmış bulunuyoruz. Ancak, bunların dışında şiddetle arzula-nan bir mânâ var ki, o: Eserin manevî tesiridir. Bunu da Allahü Teâlâ ih- lâs sahibi kulları için halk eder.

    Allah’a ve Resûlü’ne emanet olunuz.

    Abdulkadir AKÇİÇEK

    7 Şaban 1395 - 15 Ağustos 1975 BOSTANCI - İSTANBUL

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.