x
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • Yorumlar (0)
  • Tavsiye Et
  • Resimler
  • Beni Ara
  • Esma-ül Hüsna - Allah'ın Güzel İsimleri


    Ürün Özellikleri :


    • Yayınevi : Karınca Polen
    • Yazar : İbni Kesir - Kurtubi - Beyhaki - Es Sadi - İbn Kayyim El Cevzi
    • Kapak Kalitesi : Ciltli
    • Sayfa Kalitesi : Şamua
    • Dil : Türkçe
    • Sayfa Sayısı : 704
    • Ebat : 17 X 24 cm
    • Ağırlık : 1090 gr
    • Barkod : 9786055546076




    ÖNSÖZ


    Şükredenlerin hamd ettiği gibi bütün varlıkların yaratıcısı olan Allah’a hamd eder, hamd edenlerin şükrettiği gibi O’na şükrederiz. Salât ve Selâm, bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed’in üzerine olsun.
    Kalp için tevhit alanından daha üstün ve daha yararlı başka bir alan yoktur. Zira kalp, bu alanda özgürce dolaşır, kendisi için dersler çıkarır; böylece isim ve sıfatlarını anarak Mevlâ’sına kulluk eder. Allah Teâlâ, aziz kitabı Kur’an’da zatını en güzel adlarla adlandırmış, kendisini en güzel niteliklerle nitelemiş ve şöyle buyurmuştur:
    “İsimlerin en güzeli Allah’ındır. Öyleyse O’na bunlarla dua edin. O’nun isimlerinde aykırılığa (ve inkâra) sapanları bırakın. Yapmakta oldukları dolayısıyla yakında cezalandırılacaklardır. ”
    Bu isimler, Allah’ın birliğini, merhametini ve üstünlüğünü gösteren, aynı zamanda kalplere ve kulaklara hoş gelen isimlerdir. Hatta bu isimler, bütün hayır ve iyiliklere eksiksiz olarak işaret eden isimlerdir.
    Fakat ne yazık ki, insanlar bu isimlerin anlamları hakkında görüş birliğine varamadılar. Bu konuda birçok görüşler ileri sürerek doğru yoldan ayrıldılar. Kimileri bu isimleri farklı şekillerde yorumlarken, kimileri de bu isimlerin anlamlarıyla kesinlikle bağdaşmayan görüşler ileri sürdü. Kimileri ise ne bu grubun ne de öteki grubun iddia ettiği görüşleri kabul etmedi ve bir kenarda durmayı tercih etti. Bu tavra karşılık, isimleri yorumlayanlar veya anlamlarıyla bağdaşmayan görüşler ileri sürenler, kapkara tevil ve yorumlar deryasına daldılar. Öyle karanlık bir derya ki, ellerine bakmak isteseler zifiri karanlık nedeniyle ellerini dahi göremezler.
    Tüm bu görüşlerin arasından Ehlisünnet ve’l-cemaat ise Allah’ın bu güzel isimlerini anlama yolunu tercih etti. Bu âlemde Allah’ı kendisinden daha iyi tanıtan bir varlığın olmayacağına inandı. Bunun için Allah’tan yardım dileyerek insanlar arasında Allah’ı en iyi tanıyan kimseye (Hz. Peygambere) gitti. Onun bitmez tükenmez pınarından doyasıya yararlandılar. Kurtuluşlarını, hiçbir eğrilik ve yanılmanın olmadığı bu metodda gördüler. Bu konuda Allah’tan sonra Hz. Peygamber’den yardım istediler. Ondan sonra da hiçbir aşırılık veya tahrifata sapmadan tevatürle ondan ilim nakleden ve güvenirlilikleri ispatlanmış ravilerin rivâyetlerinden yararlandılar. Bu yüzden Yüce Allah’ın bu güzel isim ve sıfatları konusunda en üstün metod selefin metodudur. Zira bu metod, ne filozofların ileri sürdükleri görüşlere ne de kelamcıların anlaşılmaz söz ve düşüncelerine dayanmaktadır. Allah’ın isimleri konusundaki bu selefi metod, aşırılıklardan uzak mutedil ve orta bir metoddur.
    Ehlisünnetin, Yüce Allah’ın isim ve sıfatlarını anlama konusunda ortaya koydukları bu metodun kuralları, bu şekilde belirlenmiştir. Metodlarında olduğu gibi bu kurallarda da herhangi bir aşırılık bulunmamaktadır. Selefi metodun dayandığı kurallardan bazılarını özetle şöyle sıralayabiliriz:
    1-Zatında, sıfatlarında ve fiillerinde Yüce Allah’a benzeyen hiçbir varlık yoktur. Biz O’na, O’nun kendisini bize tanıttığı şekilde inanırız. O, kendisini bize şöyle tanıtır: “O’nun benzeri gibi olan hiçbir şey yoktur. O, işitendir, görendir.”
    Bizler, Yüce Allah’ın bizim kendisini nasıl tanımamız gerektiğini belirttiğine inanıyoruz. Zira O, şöyle buyurur: “De ki: “Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı?”
    Dolayısıyla Allah’ın bazı sıfatlarını nefiy/yok saymak, teşbih/benzetmek, ta’til/ geçersiz saymak, tevil/başka şekilde yorumlamak veya örneklendirmek mümkün değildir. Zira Allah’ın sıfatlarını belirten âyetler müteşabih (anlamları bilinmeyen, kapalı) değildirler. Bütün sıfatların anlamı özetle selefin şu sözünde toplanmıştır: “İstiva malûm, keyfiyet meçhuldür.” Yani Allah’ın sıfatlarına olduğu gibi inanır, bunların keyfiyetlerini Allah’a havale ederiz.
    Örneğin, “Allah Rahmân ve Rahimdir” dediğimizde şunu kastediyoruz: O, hiçbir teşbih, temsil, tahrif ve ta’til olmadan kendisini nitelediği şekilde merhamet sahibidir. O’nun rahmeti her şeyi kuşatmıştır ve O, inkarcıların nitelediklerinden uzaktır.
    2-Allah’ın zatını düşünme girişimlerinden tamamen uzaklaşmak ve sadece bu isimlerle O’na nasıl ibadet edilebileceğini araştırmak. Rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın nimetleri konusunda dü-şününüz, O’nun zatı hakkında düşünmeyiniz”. Zira Yüce Allah hiç kimseye ben-zemediği gibi hiç kimse de O’na benzemez. Şöyle buyuruyor Yüce Rabb’imiz: “O’nun benzeri gibi olan hiçbir şey yoktur. O, işitendir, görendir.”
    Bizler en mükemmel sıfatların Allah’ta bulunduğuna inanıyoruz. Ayrıntıları âyetlerde belirtilen sıfatların aynen Allah’ta bulunduğunu kabul ediyoruz. Bunları yok sayma konusunda deriz ki: Allah, her türlü eksiklik ve kusurdan uzaktır. Bu yüzden Allah, kendisini nitelediği gibi nitelendirilir; aynı zamanda O, Hz. Peygamber’in kabul ettiği sıfatlarla da nitelendirilir. Bu, Allah’ın bütün isim ve sıfatları için geçerlidir. İsimleri kabul edip sıfatları yok sayanlar veya zatî sıfatları kabul edip fiilî sıfatları kabul etmeyenler doğru yoldan sapmışlardır. İddia ettikleri bütün bu görüşleri sapıklık ve bid’attir.
    3-Bazı isimler lafzen aynı olabilir. Fakat bu, isimlendirilenlerin aynı veya eşit olduğunu göstermez. Örneğin Allah için “Merhamet sahibidir” denilir. İnsanlar da bu sıfatla nitelendirilebilir ve “Filanca merhamet sahibidir” denilebilir. Ancak her iki niteleme aynı değildir. Çünkü “hızlı adam”, “hızlı tren”, hızlı uçak” denildiğinde hemen “her hız, nitelenen varlığa göre değişir” deriz. İşte Allah’ın merhamet sahibi oluşu ile insanın merhamet sahibi oluşu da böyledir. Allah’ın merhameti sınırsız ve her şeyi kuşatmıştır. İnsan ise böyle değildir.
    4-Allah’ın en güzel isimlerini belirten bütünüyle sahih bir hadis bulunmamaktadır. Bu konuda meşhur olan hadis, Buhârî ve Müslim’in Ebû Hüreyre’den rivayet ettikleri şu hadistir: Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Allah’ın yüzden bir eksik, doksan dokuz ismi vardır. Kim onları ezberler ve sayarsa cennete girer. Al¬lah tektir, tek olanı sever.” el-Esmâ-ü’l hüsnâ hakkındaki bu sahih hadis burada sona ermektedir. İsimleri belirten hadis ise, Tirmizî’nin rivâyetinde bulunmaktadır. Ancak bu rivayet, senedinde hadis âlimleri tarafından zayıf kabul edilen Velid b. Müslim bulunması nedeniyle zayıf kabul edilir. Her ne kadar Tirmizî bu hadisi başka yollardan rivayet etse de, tüm bu yollar hadis âlimlerince zayıf kabul edilmektedir. Hatta bazılarında şiddetli derecede zayıflık bulunmaktadır.
    İbn Kesir’in bu konuda güzel bir değerlendirmesi bulunmaktadır.
    İbn Kesir der ki: “Bir grup hadis âlimi, Allah’ın isimlerini belirten bu hadisi müdrec hadis olarak kabul etme eğilimindedirler. Müdrec hadis, ravinin, hadisin aslında olmayan bir şeyi fazladan eklemesidir. Böylece hadis zayıf kabul edilmektedir. Sonra bu hadisin rivayet zincirinde Velid b. Müslim ve Abdülmelik b. Muhammed es-San’ânî bulunmaktadır. Hadis âlimleri, her iki ravinin de zayıf olduğu görüşünde ittifak etmişlerdir. Züheyr b. Muhammed, birden çok hadis âliminin bu ravileri zayıf kabul ettiğini rivayet eder.”
    İbn Kesir’in konuyla ilgili bu değerlendirmesi büyük önem taşımaktadır. Çünkü kendisi bir müfessir, dil bilgini ve muhaddistir. Hadis ravilerinin belirttikleri bu isimlerin, âlimlerden derledikleri özel görüşleri olduğunu, Hz. Peygamber’in sözü olmadığını ispatlayacak yetkinliktedir. Burada esas alınacak kural şudur: “Allah’ın güzel isimleri, Kur’an ve Sünnet esas alınarak belirlenebilir.”
    Yukarıda aktardığımız sahih hadis, Allah’ın doksan dokuz isminin bulunduğunu belirtmektedir. Ancak bu, Allah’ın başka isimlerinin bulunmadığını göstermez. Yani söz konusu hadis, Allah’ın isimlerini sınırlamamaktadır. Eğer bir sınırlama amaçlanmış olsaydı Hz. Peygamber bunu şu şekilde açıklıkla ifade ederdi: “Allah’ın isimleri doksan dokuz tanedir.”
    Bütün İslâm bilginleri, Allah’ın isimlerinin bu sayıdan daha fazla olduğu görüşünde hemfikirdirler. Bunu özellikle şu hadis-i şerifte geçen ifadelerden anlı-yoruz: “Senin kendini isimlendirdiğin veya herhangi bir varlığa öğrettiğin veya kendi katında gayb âleminde tercih ettiğin her isimle senden diliyorum.” Bu ha¬disteki ifadeler, Allah’ın, insanların bilmediği, ancak bazı seçkin ve özel kullarına öğrettiği, gayb âleminde tercih ettiği isimlerinin bulunduğunu göstermektedir.
    İbn Kayyim der ki: “el-Esmâ-ü’l hüsnâ, herhangi bir sayı ile sınırlandırılamaz. Çünkü Allah Teâlâ’nın kendi katında gayb âleminde tercih ettiği isimleri ve sıfatları vardır. Bu isim ve sıfatları ne Allah’a yakın bir melek ne de gönderilen bir peygamber bilebilir.”
    Alimlerin bu görüşlerini aktardıktan sonra görüyoruz ki, hadiste geçen “ezberleyen ve sayan” cümlesinden maksat, sadece bu isimleri ezberleyip saymak değil; o isimlerle Allah’a kulluk etmek, dua etmek ve gerekleriyle amel etmektir. Çünkü iyi kötü her insan bu isimleri kolaylıkla ezberleyip sayabilir ve sürekli tekrarlayabilir. Ancak onların gerekleri ile amel etmek, saymak kadar pek de kolay değildir. Nice Kur’an okuyan kimseler vardır ki, etkisi onların boğazlarından aşağıya inmez. Nice namaz kılanlar vardır ki, yorulmak kendilerine kâr kalır. Bir başkası tuttuğu oruçtan aç ve susuz kalmaktan başka bir şey kazanamaz. Bu isimleri ezberleyip saymak da aynen böyledir.
    5-Allah’ın isim ve sıfatları tevkifidir , akıl ile bilinemez. İbn Kayyim şöyle söyler: “Allah’a verilen isim ve sıfatlar tamamen tevkifidir.” Kur’an ve sahih hadislerde belirtilen Allah’ın isim ve sıfatlarına inanmak, anlamlarını bilmesek de vaciptir. Bu kaynaklarda belirtilmeyen ve insanların üzerinde ihtilaf ettikleri isim ve sıfatları ise, amacı açıkça ortaya çıkmadıkça ne kabul ediyor ne de yok sayıyoruz. Bu konuda ne ileri ne de geri gideriz. İnançla ilgili alanlarda kıyas ve içtihat yapmayı kabul etmeyiz. Akıl, sadece fıkıh alanında yeni ortaya çıkan durumların hükmünü belirtmek için Kur’an ve hadisler ışığında kullanılır. İnanç ve itikatla ilgili konular kesinlik gerektirir, bu alanda zan veya içtihatlara yer yoktur.
    6-Allah’ın isimleri anlamlarına dört şekilde delalet eder. Bunlar:
    a- Bizzat Allah’ın zatına delalet eden isimler.
    b- Zatî sıfatlar. Allah’ın işitmesi, görmesi, yapma gücü olması, bilmesi ve hayatta olması bu tür sıfatlardandır ve bizzat Allah’ın zatıyla ilgilidir.
    c- Fiilî sıfatlar. Bunlar, yaratma ve rızıklandırma gibi Allah’ın fiillerine bağlı olan sıfatlara delalet ederler.
    d- Selbî sıfatlar. Bu tür sıfatlar, Allah’ı her türlü eksiklikten uzak tutmayı, O’nu kusursuz ve mükemmel görmeyi gerekli kılar. Örneğin Allah’ın kimseye muhtaç olmama sıfatı, yoksulluk sıfatının olmadığını gösterir. Diğer sıfatları da bu şekildedir.
    7-Bu isim ve sıfatların dışında Allah’ın, “Haberî sıfatlan” denilebilecek çeşitli sıfatları bulunmaktadır. Bu sıfatlar, Kur’an’da zâhir anlamları ile sabit olan sıfatlardır. Allah’ın gökten yeryüzü semasına inmesi, gelmesi, istiva etmesi, eli ve gözü olması gibi sıfatlar bu türdendir. Bunlar zâhiri anlamları ile Kur’an ve sahih hadislerde bulunmaktadır; ancak, keyfiyetlerini yalnızca Allah bilir. Fakat akıl, bu tür sıfatları kabul etmemektedir. Ancak bizler, dinî metinlerde geçmesi nedeniyle bu sıfatları olduğu gibi kabul etmekte ve tevil etmemekteyiz. Çünkü bu sıfatların da Allah’ın kemâl sıfatlarından olduğuna ve maksadını yalnız Allah’ın bildiğine inanıyoruz. Bu inançla beraber bu sıfatların keyfiyetini araştırmıyor ve herhangi
    bir varlığa benzetmekten kaçmıyoruz. İmam Malik bu konuda en güzel sözü şöyle söylemiştir: “İstiva malûmdur. Keyfiyeti ise meçhuldür. Ona inanmak vacip, hakkında soru sormak ise bid’attir.”
    Şüphesiz Allah’ın sıfatları konusu, isimlerinden daha geniştir. Beyhakî der ki: “İsimler, Kur’an veya sahih hadislerin haber verdiği isimlerle sınırlıdır. Sıfatlar ise, aklî delillerin Yüce Allah’ı nitelediği bütün nitelikleri kapsar.” Bizlerin şu an bu tür kelamî tartışmalara girmemize gerek yoktur.
    8-Konuya girmeden önce burada şunu belirtmekte yarar görüyorum. Hadis veya haberlerde gelen isim ve sıfatların hepsi el-Esmâ-ü’l-hüsnâdan değildir. Bu gibi durumlarda en güzel tavır, bu konuda bilgi sahibi olanlara başvurarak meseleyi açıklığa kavuşturmaktır.
    Bununla ilgili olarak sadece bir örnek vermekle yetineceğim. Örneğin Yüce Allah: “Gerçek şu ki, münafıklar (sözde), Allah’ı aldatmaktadırlar. Oysa O, onları aldatandır.” buyurmaktadır. Burada âyette geçtiği üzere Allah için “aldatan” sıfatı kullanılamaz. Allah böyle bir sıfattan beridir. Âyette Allah için “Oysa O, onları aldatandır” denmesinin nedeni, Allah’ı aldattığını sananlara aynı üslupla karşılık verilmesidir. Aynı durum “Ve kendileri Allah’ı unutmuş, böylece O da onlara kendi nefislerini unutturmuş...” âyeti için de geçerlidir.
    9-Allah’ın en büyük ismi anlamına gelen İsm-i âzam hakkında birçok sahih veya hasen rivâyetler bulunmaktadır. İsm-i âzamla dua edildiğinde Allah o duayı kabul eder, onunla istediğinde Allah verir. Özetle hadislerde İsm-i âzam’ın şunlar olduğu rivayet edilmiştir:
    1-Allah
    2-Rahmân ve Rahîm
    3-Fatiha sûresi
    4-Âyete’l-kürsi, “Allah. O’ndan başka ilâh yoktur. Diridir, kâimdir...”
    5-Yunus (a.s.)’ın balığın karnında yaptığı dua. “Senden başka ilâh yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum.”
    6-“Allah’ım! Senden başka ilâh yoktur, şefkat ve merhamet sahibisin, cömertsin. Gökleri ve yeri mükemmel yaratansın. Yücesin ve ikram sahibisin. Diri ve her şeyi ayakta tutansın.”
    7-“Ey Allah’ım! Senden başka hiçbir ilâhın bulunmadığına, senin bir ve yalnız olduğuna, hiçbir şeye muhtaç olmadığına, doğurmadığına ve doğurulmadığına, bir benzerin veya eşinin olmadığına şahitlik ederek senden dileniyorum.”
    Bütün bu rivâyetler sahihtir. Hepsinin kaynağını daha sonra zikredilen yerlerde belirteceğiz.
    Bu meselenin derinliklerine dalmadan, bir rivâyeti tercih edip ötekini bir kenara bırakmadan Hz. Peygamber’in “Onları ezberleyen ve okuyan cennete girer” tavsiyesine uyarak bu isimleri ezberlemeye, her zaman okumaya ve gereklerini yerine getirmeye çalış. Hadisler arasında tercih yapmayı konunun uzmanlarına bırak. Daha geniş ve ayrıntılı bilgi almak için uzmanlara başvur. Bil ki bu isim ve sıfatlarla amel etmek, onları sadece ezberleyip okumaktan daha önemlidir. Başarıya ulaştıran elbette Yüce Allah’tır.

    İÇİNDEKİLER

    ÖNSÖZ 13
    KİTAP HAKKINDA 21
    ALLAH’IN İSİMLERİNİN MANALARI HAKKINDA YAZILMIŞ ESERLER 379
    İBN KAYYİM’İN ESMÂU’L-HÜSNÂ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI 381
    İBN KAYYİM’İN BU KİTAPTAKİ METODU 383
    KİTABIN İÇERİĞİ 385
    BU KİTABIN ASLI 387
    BU KİTAPTA YAPTIĞIMIZ UYGULAMA 389
    YÜCE ALLAH’IN İSİMLERİNİ VE SIFATLARINI TANIMAK 391
    YÜCE ALLAH'IN EN GÜZEL İSİMLERİNİN ASII.LAR1 397
    ESMÂU’L-HÜSNÂ’NIN GEREKTİRDİKLERİ 407
    ESMÂU’L-HÜSNÂ İLE TEVESSÜL 417
    ESMÂU’L-HÜSNÂ’YI KORUMADA EDEB 421
    ESMÂU’L-HÜSNÂ’YI KÖTÜLÜKTEN TENZİH ETMEK 425
    YÜCE ALLAH’IN, EN GÜZEL İSİMLERİYLE VE YÜCE SIFATLARIYLA
    TECELLÎ ETMESİ 429
    ESMÂU’L-HÜSNÂ’NIN, YÜCE ALLAH’IN ZATINA VE BİRLİĞİNE
    DELALET ETMESİ 431
    AHKÂM ÂYETLERİ VE YÜCE ALLAH’IN SIFATLARIYLA İLGİLİ ÂYETLER 437
    YÜCE ALLAH’IN SIFATLARI HARKINDAKİ ÂYETLERDE TE’VİLİN
    OLMAMASI 439
    YÜCE ALLAH’IN ZATI, SIFATLARI VE İSİMLERİ HAKKINDA BAHİS 441
    ESMÂU’L-HÜSNÂ VE ESMÂU’L-HÜSNÂ’DAN SELBİN NEFYEDİLMESİ 445
    İSİM VE MÜSEMMÂ (=İSMİN İFADE ETTİĞİ MANA) 642
    SIFATLARI VE NA’TLARI TANIMA 649
    YÜCE ALLAH’IN İSİMLERİNİ GETİRME HUSUSUNDA KUR’AN-I KERİMİN METODU
    YÜCE ALLAH’IN; “İNSANLARIN RABBİ”, “İNSANLARIN MELİKİ” “İNSANLARIN
    İLAHI” ŞEKLİNDEKİ SÖZLERİNDE GEÇEN TAMLAMALARIN MANASI 686
    YÜCE ALLAH’IN İSİMLERİNİN BİRBİRLERİYLE BAĞLANTILI
    OLMASINDAKİ HİKMET VE ÂYETLERİN BU İSİMLERLE BİTMESİ 691
    İBN KAYYİM’İN, KİTABI HAZIRLAYANLARIN VE TERCÜME EDENLERİN BAŞVURDUĞU KAYNAKLAR 69
    el-CÂMİ’ 69
    el-CEBBÂR 73,499
    el-CELÎL 139
    el-CEMÎL 77, 633
    D
    ed-DÂR (ZÂR) 224
    E
    el-EHAD 337
    el-EKREM 31
    el-ELÎMU’ L-AHZ 194
    el-EWEL 35
    FÂLİKU’L-HABBİ VE’N-NEVÂ 261
    FÂLİKU’L-İSBÂH 261
    el-FÂTIR 259
    el-FETTÂH 263
    G
    el-GAFFÂR 248
    el-GÂFİR 248
    el-GAFÛR 248
    el-GÂLİB 270
    el-GANİYY 254,621
    H
    el-HABÎR 136
    el-HÂDÎ 343
    el-HÂFID 128
    el-HAFÎZ 93,573
    el-HAFÎ 90
    el-HÂFIZ 85
    el-HAK 96,467
    el-HAKEM 101
    el-HÂKİM 505
    el-HAKÎM 106, 505
    el-HÂLİK 132
    el-HALÎM 113, 562
    el-FlALLÂK 132
    el-HAMÎD 116, 579
    el-HASÎB 87
    el-HAY 121, 608
    el-HAYÎ 125
    K
    el-KÂBIZ 43
    el-KADÎR 266
    el-KÂDİR 266
    el-KÂFÎ 284
    el-KAHHÂR 270
    el-KÂHİR 270
    el-KARÎB 276
    el-MÂNİ’ 314
    el-MECÎD 296, 579
    el-MELÎK 308
    el-MELİK 308, 467
    el-MENNÂN 322
    el-METÎN 279
    el-MEVLÂ 330
    el-MU’TÎ 314
    el-MUAHHİR 317
    el-MUDİL 343
    el-MUĞÎS 640
    el-MUGNÎ 254
    el-MUHÎT 292
    el-MUHSÎ 292
    el-MUHSİN 300
    el-MUHYÎ 306
    el-MUÎD 292
    el-MUİZ 311
    el-MUKADDİM 317
    el-MUKÎT 320
    el-MUKTEDİR 266
    el-MUSAVVİR 304
    el-MÜ’MİN 326
    el-MÜBDİ’ 292
    el-MÜCÎB 276
    ei-MÜDEBBİR 320
    el-MÜHEYMİN 326
    el-MÜMÎT 306
    e!-MÜNTAKIM 143
    el-MURŞID 150
    el-MÜTEÂL 244
    el-MÜTEKEBBİR 281,499, 572
    el-MÜZİL 311
    en-NÂFİ’ 224
    en-NASÎR 333
    er-RAB 154
    er-RÂFİ’ 128
    er-RAHÎM 159, 464
    er-RAHMÂN 159, 464
    er-RAKÎB 171,576
    er-RÂŞİD 150
    er-RAÛF 175
    er-RÂZİK 146
    er-REFÎ’ 167
    er-REFÎK 169, 637
    er-REŞÎD 150
    er-REZZÂK 146
    es-SABÛR 212, 624
    es-SÂDIK 208
    es-SAMED 220, 618
    es-SELÂM 180, 484
    es-SEMÎ’ 186, 535
    SERÎU’L-HİSÂB 179
    SERÎU’L-İKÂB 179
    es-SEYYİD 191
    es-SİTTÎR 125
    es-SUBBÛH 178
    eş-ŞÂFÎ 192
    eş-ŞÂKİR 198, 564
    eş-ŞEDÎDU ’ L-BATŞ 194
    ŞEDÎDU’L-İKÂB 196
    T
    et-TEVVÂB 64
    V
    el-VÂHİD 337, 614
    el-VÂKÎ 349
    el-VÂRİS 347
    el-VÂSİ’ 348
    el-VEDÛD 351,606
    el-VEHHÂB 359
    el-VEKÎL 354
    el-VELÎ 330
    el-VİTR 337
    Z
    ez-ZÂHİR 35
    ZÜ’L-CELÂLİ VE’L-İKRÂM 139
    ZÜ’T-TAVL 142
    ZÜ’L-İNTİKÂM 143
    ZÂR (ed-DÂR) 224

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.