x
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • Yorumlar (0)
  • Tavsiye Et
  • Resimler
  • Beni Ara
  • Esmâü'l-Hüsna Şerhi

    Ali Osman Tatlısu - Fatih Dersiamlarından Beyoğlu Müftüsü

    Sayfa Sayısı: 270

    Kapı Yayınları - Mart 2017

    "Allah' ın Gönülleri Açan, Fikirleri Nurlandıran Doksan Dokuz Adı"

    Önsöz
    Allah adıyla andığımız büyük zat, bu muazzam varlığı yaratan, tutan, her lahza görüp gözeten zattır. Hudutsuz kudret sahibidir, isterse yaratılmışların daha nice benzerlerini de vücuda getirir; yine de kudretinden bir zerre eksilmez. O, Rab-bü’l-Alemin olmakla beraber kendisiyle aşinalığı olan kullarına bilhassa öyle lütufları, öyle ikramları vardır ki, bunları söylemeye ve saymaya kimsenin gücü yetişmez. Bu sebepten bir insan için mümkün olabilen en büyük kazanç, O’nu tanımak ve en büyük kayıp da O’ndan gaflet halinde bulunmaktır.

    Farz edelim, görgüsü, bilgisi geniş, serveti bol, hatır ve nüfuzu geçkin aynı zamanda cömert, kibar, zarif, merhametli bir zat vardır ki, herkes, onun değil öyle "dâire-yi sohbet"ine girmek, yolda belde şöyle bir iltifatına nail olmayı bile bir şeref biliyor. Bundan dolayı bir zevk ve iftihar duyuyor. Onun dostluğunu kazanmak için büyük fedakârlıklara katlanmayı göze kestiriyor... Bu dostluğu kazandığımızı kabul edelim. Acaba bununla isteklerimiz için başka dost aramak ihtiyacından kurtulabilecek miyiz? İnsanın bedenine, kalbine, ruhuna ait o kadar çeşitli hacetleri vardır ki, bunlar zamanla beraber mütemadiyen değişiyor ve ardı arası kesilmeden teselsül edip gidiyor.

    Pek açık bir hakikattir ki, böyle her an yenilenip duran bu sayısız hacetleri bitirmeye Allah u Zü’l-Celâl Teâlâ ve Tekaddes hazretlerinden başka kimse muktedir değildir. O Allah ki, doğrulup gelenlere rahmet kapısı açıktır. Kapısında perdecisi, yanına varmak için mabeyincisi yoktur. Dilekler çoğaldıkça, ihsanı, keremi çoğalan; hacetler arttıkça inamı, fazlı artan; maddi, manevi her çeşit nimetin büyüğünü, küçüğünü mahlûkata ulaştıran ve onları her türlü zarar ve ziyandan koruyan ancak O’dur. 0 halde asıl öğrenilecek ve dostluğu kazanılacak olan zat ancak Allahu Teâlâ’dır. O’nun dostluğunu kazanmak, her şeyi kazanmak demektir. Fakat Allah’tan başka her şeyi kazanmak, hiçbir şey kazanmamaktır. Allah’ın rızasına ermek; kendisini tanımak ve iradelerine itaat etmekle elde edilir. Allah’ı tanımak, bir insan için mümkün olabilen en yüksek bir şeref, iradelerine itaat etmek en yüksek bir kazançtır. Dürüst bir Allah bilgisi insanı kendi zihin âleminde bütün evham ve hayalattan, her çeşit hurafelerden, batıl faraziyelerden kurtarır. Allah’ın buyruklarına itaat etmek de, insanın hakiki saadet ve bahtiyarlığını vücuda getirir, onu ruhen, cismen temizler ve yükseltir, Allah’ın muhabbetine layık bir hale getirir. Hakikaten Allah, insanı mükellef tutmakla ona ne kadar parlak bir şeref vermiş ve onu ne kadar yükseltmiştir. Bu sayededir ki, insan mâsivaya tapmaktan, canlı cansız her hangi bir kuvvet karşısında korkup titremekten, göz yaşları dökerek onlardan beyhude merhamet dilenmekten, kurtulmuş ve bir hamlede bütün kâinatı geçerek yalnız Allah’tan korkmak, yalnız Allah’ı sevmek ve yalnız Allah’a kul olmak gibi tam ve hakiki bir hürriyete ulaşmıştır.

    Allahu Teâlâ hazretlerini insan takatinin erişebileceği en ileri bir mertebede öğreten ve O’nun hakkında en gerçek duyguları veren ve iradelerini bildiren biricik din, İslam dinidir. İslam güneşi, bulutsuz semalarda bol ziyasıyla hiç batmadan parlayıp dururken beşeriyetin bedbaht olmasına hiçbir sebep yoktur. Yalnız o nura karşı gözlerini ve gönüllerini sımsıkı tıkamasalar! İslam dini; Allahu Teâlâ’nın Kur'an' da ve hadiste gelmiş isimlerini, sıfatlarını öğreterek O’nu tanıtıyor, hadsiz hesapsız nimetlerini, lütuflarım sayarak sevdiriyor, bu nimetleri iyi kullanarak arttırma ve ebedîleştirme yollarını gösteriyor, kötü kullanarak mahrumiyete uğramaktan korkutuyor.

    Bugün dünya üzerindeki insanları Allah bilgisi hususunda üç sınıfa ayırmak mümkündür:

    1. Tam ve gerçek bir bilgi edinenler, gerçek bir duygu ile Allah’a inanan en kıymetli insanlardır. Çünkü her şeyde hakkaniyetten ayrılmaz, kimseye kötülük etmez, bilakis herkese iyilik etmeye çalışır, ne kadar büyük olursa olsun insana tapmaz, herkesi kardeş bilir, kimseye boyun eğmez, yalan söylemez, gönlü ferahtır, dünya hırsı ile gözleri kararmaz, doğru yoldan ayrılmaz...
      Ah, bütün insanlar o hakikatler hakikati yüce varlığı böylece öğrenebilselerdi! O zaman birbirlerini ne kadar sevecekler, birbirleriyle boğuşmaktan ne kadar nefret edeceklerdi!
    2. Bütün bütün varlığını inkâr edenler, Allah’ın varlığını inkâr etmek, riyazi bir düsturu inkâr etmek kadar saçma ve hezeyanken, bilgi devri diye övünüp durduğumuz bu zamanda bile şirk ile inkâr, beşeriyetin öteden beri kanayan bir yarası olmakta devam etmektedir. Ne gariptir ki, bu münkirlerin çoğu, güzel eserlerin hayranı ve mesela mahirane çizilmiş bir tabloyu görünce "Efendim harika, harika," diye ressamını alkışladıkları halde, bu küçücük dünyada milyonlarca tablo gösteren o büyük kudret sahibine karşı gaflet içinde bulunuyorlar. Bu hale, insanlık namına derin bir acı duymamak kabil değildir.
    3. Varlığına inandıkları halde bilerek veya bilmeyerek O’nu, şanına yaraşmayacak surette vasıflayan nice insan da vardır ki, Allah’ın varlığına inandıkları halde O’na şirk koşmaktan, yani herhangi bir mahlûka uluhiyet payesi vermekten veya uluhiyete mahsus sıfatlardan herhangi birinde Allah’a bir denk veya bir ortak olabileceğini düşünmekten veya mahlûka ait herhangi bir sıfatı Halik’a isnat etmekten kurtulamamışlardır. Bu sınıftan insanlar daha çok görülmektedir. Bir taraftan da dünyanın herhangi bir noktasında beliren ve korkunç bir fikir hastalığı demek olan "münkirlik" bir kolera salgını gibi insanlar arasında yayılmaktadır.


    Esasen insanın, kendini yaratan zat hakkında dürüst bir bilgi edinememesi çok hazin bir boşluktur. Bu bilgisizliği gidermek için Allahu Teâlâ’nın isimlerini ve sıfatlarını öğrenmek icap eder. Aczime bakmayarak vatandaşlarıma bu noktadan bir hizmet etmek istedim. Esmâü’l-Hüsnâ Şerhi adıyla, Allah’ın doksan dokuz ismini bildiren meşhur hadis-i şerifi şerh etmek suretiyle yazdım. Sözlerimde İlmî ıstılahata dalmamaya, felsefi nazariyelere girmemeye gayret ederek elimden geldiği kadar sade ve açık ifadelerle hitap etmeye çalıştım.
    Ümit ederim ki, bu doksan dokuz nur kaynağı bir gönle açı-lınca orada Allah bilgisini gölgeleyen şirk ve inkâr bulutları dağılır, hakikatler sezilir, emniyet ve ferahlık nurları serpilir.

    Tevfik ve hidayet ancak Allah’tandır.

    ALİ OSMAN TATLISU

    İçindekiler

    Önsöz
    Allah’a Hamdüsena ve Yalvarma 1
    Allah 10
    Er-Rahman 20
    Er-Rahîm 23
    El-Melik 29
    El-Kuddûs 32
    Es-Selâm 37
    El-Mü’min 42
    El-Müheymin 45
    El-Azîz 46
    El-Cebbâr 48
    El-Mütekebbir 51
    El-Hâlık 53
    El-Bâri’ 55
    El-Musavvir 56
    El-Gaffâr 59
    El-Kahhâr 61
    El-Vehhâb 63
    Er-Rezzâk 65
    El-Fettâh 67
    El-Alîm 69
    El-Kâbıd El-Bâsıt 72
    El-Hâfıd 74
    Er-Râfi’ 75
    El-Muizz El-Müzill 77
    Es-Semî’ 79
    El-Basîr 81
    El-Hakem 83
    El-Adl 84
    El-Lâtîf 89
    El-Habîr 91
    El-Halîm 93
    El-Azîm 95
    El-Gafûr 98
    Eş-Şekûr 100
    El-Aliyy 103
    El-Kebîr 105
    El-Hafız 108
    El-Mukît 110
    El-Hasîb 113
    El-Celîl 116
    El-Kerîm 118
    Er-Rakîb 120
    El-Mücîb 122
    El-Vâsi’ 125
    El-Hakîm 127
    El-Vedûd 129
    El-Mecîd 132
    El-Bâis 134
    Eş-Şehîd 138
    El-Hakk 141
    El-Vekîl 143
    El-Kaviyy 149
    El-Metîn 150
    El-Veliyy 151
    El-Hamîd 153
    El-Muhsî 157
    El-Mübdî’ 159
    El-Muîd 162
    El-Muhyî 164
    El-Mümît 166
    El-Hayy 168
    El-Kayyûm 171
    El-Vâcid 173
    El-Mâcid 175
    El-Vâhid 176
    Es-Samed 179
    El-Kadir 182
    El-Muktedir 183
    El-Mukaddim 185
    El-Muahhîr 187
    El-Evvel 189
    El- ve Acirc;hir 190
    Ez-Zâhir 192
    El-Bâtın 195
    El-VâlT 199
    El-Müteâlî 202
    El-Berr 204
    Et-Tevvâb 205
    El-Müntekım 207
    El-Afüvv 210
    Er-Rauf 213
    Malikü’l-Mülk 216
    Zü’l-Cecâli Ve’l-İkrâm 218
    El-Muksıt 221
    El-Câmi’ 224
    El-Ganıyy 228
    El-Muğnî 231
    El-Mâni’ 235
    Ed-Dârr 238
    En-Nâfi’ 239
    En-Nûr 246
    El-Hâdî 250
    El-Bedî 253
    El-Bâki 256
    El-Vâris 258
    Er-Reşîd 260
    Es-Sabür 263
    Son Söz ve Muzdarip Beşeriyet İçin Biricik Kurtuluş Yolu 266

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.